DOLAR 32,5910 % 0.27
EURO 34,7110 % 0.05
STERLIN 40,2291 % 0.14
FRANG 35,7593 % 0.15
ALTIN 2.474,18 % -1,01
BITCOIN 65.884,25 1.497

“Virüsü Bahane Edip Kinlerini Kusanlara”

Yayınlanma Tarihi :
“Virüsü Bahane Edip Kinlerini Kusanlara”

Cemil Duymaz’ın “Virüsü Bahane Edip Kinlerini Kusanlara” başlıklı köşe yazısı;

“Virüsü Bahane Edip Kinlerini Kusanlara”

Gündemin ilk sırasında haliyle Korona virüsü var. Ve bu virüs bilimsel çalışmalarla savuşturulabilir. Şu ana kadar bu virüsü toparlayacak herhangi bir ilaç bulunmadı, ne ülkemizde ne de dünyada. Bu herkes tarafından bilinen bir gerçek ancak bu gerçeği bilmelerine rağmen fırsattan istifade edip insanların dini inançlarına ya da davranışlarına hakaret eden tipler var. Kim mi bu tiplerine tipsizce tükürdüklerim. Enver Aysever, Can Ataklı ve Yılmaz Özdil. Neden böyle yazdığımı açıklıyım.

Enver Aysever bir karikatür paylaştı kendi sosyal medya hesabında ki baştan aşağı nefret dolu, baştan aşağı İslam’ı aşağılayan, baştan aşağı ahmakça, baştan aşağı kendisi gibi pis bir düşüncenin yansıması. Hani şu virüsün aslında sarıklı ve cübbeli Müslüman’ların kafasının içinde olduğunu resmeden. Nereden bilsin Enver efendi bugün tıp dünyasında kullanılan ameliyat aletlerinin birçoğunun Müslüman bir alim tarafından yapıldığını. İbn-i Sinayı zaten anlatmaya gerek yok ama işine gelmez Enver efendinin içinde biraz Müslüman kırıntısı bulunan isimlerin ilimde hangi noktaya geldiğini bilmek, öğrenmek, anlatmak. Soralım sana pek muhterem Enver efendi, senin kafanı yaşayan kaç doktor arkadaşın sağlık alanında çığır açtı? Arasana yandaşın olan ve maalesef adında “Türk”ü barındıran Türk Tabipler Birliğini. Sorsana bugüne kadar hangi hastalığın iyileşmesi için bir çalışma yapmışlar, insanlığa katkıda bulunmuşlar.

Enver Aysever bunu yapar da Can Ataklı durur mu? Uzaktan eğitim ile ilgili ders veren öğretmenlerden bir tanesinin başörtülü olması ağırına gitmiş beyzademin. Neymiş efendim küçük yaştaki çocuklara başörtülü bir öğretmen nasıl eğitim verirmiş, nasıl olur da dini bir simge çocukların zihinlerine çakılıp, rol model olurmuş. Yahu Can Ataklı tamam anlıyorum sen laiksin ve laik kalacaksın ama insanların giyim, kuşamlarına müdahale etme hakkı hangi makam tarafından verildi sana. Beyniyle arası bozuk olan Can Ataklı, keyfini çıkarttığınız ve insanları “ikna odaları”na alıp istediğiniz kıvama getirdiğiniz dönemler geçti. Hani “28 Şubat bin yıl sürecek” diyen o paşa ve avanesi vardı ya ve siz utanmadan güç gösterisi gibi o sözü manşet yapmıştınız ya, o günlerin bitmesi zorunuza gidiyor değil mi? Bu ülkede yaşayan her kim varsa, hangi dine mensupsa hiçbirinin ve hiçbirimizin dini yaşayışına müdahale etme hakkınız yok. O hakkı size veren postallar temizlendi ama sizin zihninizdeki örümcek ağı aynen yerinde duruyor. Ne düşünürsen düşün umurumda olmaz ama İslam’ın azıcık gölgesi dahi seni güneşten daha çok kavuruyor değil mi?

2500 liralık kitap yazıp sazan avına çıkan ve parayı cukkalayan Yılmaz Özdil’e gelince… Devlet 65 yaş ve üstüne sokağa çıkma yasağı uyguluyor, bazıları da o yasağa uymayıp çıkıyor. O yaşlı insanlara bir mesaj vereceksen bunu daha nazik bir dil ile yapman gerekmez mi? Ama sende nezaket ne gezer… Sende insanlık ne gezer… Utanmadan, sıkılmadan o insanlara “angut” diyebiliyorsun. Yahu senin annen, baban, öğretmenlerin her kim varsa seni büyütürken bu ülkeye faydalı biri olmanı dilediler. Eğer yaşıyorlarsa ve senin bu tavrını gördülerse ne kadar büyük bir hayal kırıklığına uğramışlardır. Bir evlat annesi ve babasını daha ne yaparak utandırabilir ki? Avrupa ülkelerinde virüsten dolayı hastalanan yaşlı insanları ölüme terk eden zihniyet ne ise aha bu Yılmaz Özdil denen ahmakta aynı zihniyete sahip. Bu düşüncenin ülkeyi yönettiğini düşünün sadece 30 saniyeliğine…  Tamam daraldınız, anlıyorum, pencereyi açıp biraz hava alın iyi gelir.

Bu zihniyetin ortak yanı kendilerine hasım olarak İslam’ı seçmiş olmaları. Onlar için insanların, hayvanların, doğanın bir önemi yok. Onlar kendi zihniyetleri iktidarda değilse o iktidarı yıkmak için bir süre insanları, hayvanları ve doğayı kullanırlar ki Gezi sürecinin nasıl işlediğini bir kere daha anımsatmak isterim. Aslında direk çıkıp “hedefimiz ve düşmanlığımız İslamadır” deseler “tamam kardeşim, sen düşmansın ama bizde inanıyoruz” deriz ve herkes kendi yoluna bakar. Ama yok, bunlar münafıklıkta bayrak yarışına girmişler ve yanlarına kitleler ekleme derdindeler. Gerçi bazıları İstiklal Mahkemeleri vasıtasıyla o kinlerini hem kustu hem de imanının peşinde koşanları iplerde sallandırdı.. O bir trajediydi ancak trajediyi felaket noktasına getirenler uydurulmuş ve üstüne cilalanıp servis edilmiş yakın tarihimizin bu olayları bir kahramanlık edasında kitlelere yedirmesi ve o kitlelerinde bu yalanlara inanmasıydı. “Yalan söylüyorsun” diyenler varsa gitsin biraz arşiv tarasın…

Her akşam yatsı ezanının peşine okunan dua, işrak tekbiri ve salavat-ı şerifler bu 3’lü ve onlar gibi düşünenleri kudurtuyor resmen. ALLAH’ım sen ne büyüksün… Ezana gıcık olan bu tiplere her akşam tekbir ve salat dinletiyorsun ya… Her akşam bunların kulaklarına İslam Beldesi olduğumuzu duyuruyorsun ya, sana ne kadar şükretsek azdır. ALLAH’ım duamız odur ki ümmeti, büyüklerimizi, küçüklerimizi, devletimizi, askerimizi, polisimizi, sağlık çalışanlarını ve bu süreçte çalışıp didinen her kim var ise her birini ve tüm insanları (içlerine bu 3’lüyü de dahil ediyim) bu musibetten muhafaza et. Amin.

Her fırsatta İslam’a kişiler üzerinden saldıranlara ve İslam’a düşman olanlara ise Ankebut Suresi 68. Ayeti yani “ALLAH’a karşı yalan uyduran, yahut kendisine geldiğinde, gerçeği yalanlayandan daha zalim kimdir? Cehennemde kafirler için bir yer mi yok” ile bir kere daha durumun tehlikesini anlatıyım, belki denk gelip okurlar. Gerçi onlar muhtemelen yatsı ezanı başlar başlamaz kafalarını gömüp, kulaklarını tıkıyorlardır. Onlar başlarını kaldıracak da, ayet okuyacak da, iki dakika insan olup, kişilerin dini yaşayışlarına saygıda bulunacaklar da… Sizde haklısınız bir öküzün yapabilecekleri belli, vesselam.

41 Saat Kocaeli Haber

YORUM YAP