Özel eğitimde çocukların dört duvar arasında kalmayıp, hayvanlar ve sosyal ortam ile uyaran eksikliğinin giderilmesi gelişimlerine büyük katkı sağlıyor.
Otizmle 4 Duvar Arasında Baş Etmek Mümkün Değil
Özel çocukların eğitimlerinin kapalı ortamla sınırlandırılmaması gerektiğini belirten uzmanlar, “Çocuğun sadece dört duvar arasında değil, sosyalleşmesi için sosyal ortamlarda da eğitim alması gerekir” yorumunda bulundu.
Çocukların doğal ortamda aldıkları eğitim gelişimlerine büyük katkı sağlıyor.Çocukların hayvanlarla etkileşim kurması, doğa ile iç içe olması ise gelişimlerinde büyük rol oynuyor.
Uyaran eksikliği olan çocukların hayvanlarla temas kurması, iletişim becerilerine de önemli ölçüde katkı sağlıyor.
Dört duvar arasında kalmadan sosyalleşen çocukların gelişimlerinde olumlu yönde etkiler gözlemleniyor.
Hayvanlarla etkileşim kuran, doğa ile iç içe eğitim alan çocuklar birçok problemini bu şekilde aşabiliyor.
“Bizim Almanya’da bulamadığımız bir ortam”
Oğlu Mahir’in eğitimi için Almanya’dan Türkiye’ye gelen Sema Bostancı, doğa ortamında olmasının oğlunun neşeli olmasını ve eğitimine daha çok odaklanmasına katkı sağladığını belirterek,
“Oğlum zaten doğayı çok seviyor. Burada ata her gün binmesi ona çok büyük etki ediyor.
Eve daha çok sevinçle geliyor.
Burada köpeklerin, tavukların peşinde koşturmasını biz Almanya’da dört duvar arasında bulamayız.
Hayvanlarla göz teması kurarak etkileşimi artıyor.
Hayvanlarla daha çok vakit geçiriyor.
Doğa ortamındayız.
Bizim Almanya’da bulamadığımız bir ortam” dedi.
“Çocuklarımız birebir temas ediyorlar”
Eğitim alan Mehmet Basri’nin annesi Medine Üstün ise, hayvanlar ve doğa ile iç içe olmanın hem çocuklara hem de kendilerine katkı sağladığını kaydederek, “Burada biz aileler olarak da çok rahat ediyoruz.
Pikniğe geliyormuşuz gibi oluyoruz.
Benim çocuğumun duyusal eksikleri olduğu için koyunu, ineği bilmiyordu.
Şimdi ‘sev oğlum’ dediğim an dokunuyor.
Burada hayvanlarla oynuyor.
Onlara dokunduğu zaman kendisini geri çeken çocuk, şimdi kendisi dokunuyor.
Burada çimenlerde yürütüyoruz.
Bunların hepsinin duyusal olarak girdileri oluyor.
Normalde duyu sınıfına girdiği zaman plastiklerin üzerinde geziyor.
Ama burada çimenlerin üzerinde geziyor.
Çocuğun birçok katkısını burada sağladılar.
Keşke Gebze’de, başka illerde de böyle bir ortam olsa.
Burada biz kendimiz de rehabilite oluyoruz.
Bir sürü hayvan var.
Ben flamingoyu hayatımda ilk kez burada gördüm.
Çocuklarımız birebir temas ediyorlar.
Buranın farkını sosyal çevresi olarak düşünüyorum” diye konuştu.
“Hayvanları görünce göz temasının da arttığını görüyoruz”
Oğlu Hakan için merkezde eğitim alan anne Zeynep Sandıkçı,
“Buraya geldiğimizde Hakanımızın hiçbir teması yoktu.
Buraya gelince her şeyle temas kurmaya başladı.
Bu sebeple ikinci kez buraya geldik.
Burada çocuğumuz doğa içinde, kendisini çok huzurlu hissediyor.
Hayvanlarla iletişim kuruyor ve kendisini çok daha rahat hissediyor.
Hayvanları görünce göz temasının da arttığını görüyoruz.
Bu bizi çok mutlu ediyor. Korkmuyor” şeklinde konuştu.
“Çocuklar hayvanlarla iletişime geçtiğinde uyaran olarak harekete geçmektedirler”
Çocukların sadece sınıf ortamında değil, sosyal ortamlarda da eğitiminin sürdürülmesinin faydaları ile ilgili bilgiler aktaran Atlantis Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nden Çocuk Gelişimcisi ve Eğitimcisi Sena Nur,
“Çocuğun sadece dört duvar arasında değil, sosyalleşmesi için sosyal ortamlarda da eğitim alması gerekir.
Bizim kurumuzda çocuk dört duvar arasına kapatılmadan, birçok hayvanla beraber zengin uyaranların olduğu ortamda eğitim almakta.
Otizmde uyaran eksiklikleri çok fazla olduğu için çocuklar hayvanlarla iletişime geçtiğinde uyaran olarak harekete geçmektedirler.
Bununla birlikte çocukların sosyal ilişkilerinde de gelişmeler gözlenir.
Çocuk dört duvar arasına girdiğinde daha gergin ve telaşlı hissedebilmekte.
Ama sosyal ortamda kendisini daha rahat hissettiği için kendisini daha rahat ifade edebilmektedir.
Özel eğitim sadece okulda verilen bir eğitim değil, evde de devam etmesi gereken bir eğitimdir.
Ailelerin de keyiflerinin ve morallerinin yüksek olması ve çocukları ile evde eğitime devam etmeleri gerekiyor.
Ailelerin morallerinin de yüksek tutulması, çocukların evdeki eğitimlerini olumlu yönde etkiliyor” ifadelerini kullandı.
“Doğa ile iç içe olması, hayvanlarla teması önemli”
Okul öncesi öğretmeni Ayşe Tavşancı ise, “Bizim için fiziki uyaranlar çok önemli.
Özellikle otizmli çocuklarımızda bu durumu mümkün oldukça az seviyeye indirmeye çalışıyoruz.
Çünkü normal bir bireyde bile uyaran eksikliği durumunda, çocuğumuzun becerilerinde gerileme yaşayabiliyoruz.
Bu otizmde daha belirgin oluyor.
Çocuğumuzun sosyal becerilerinde, psikomotor becerilerinde gerilemeye neden olabiliyor.
Uyaranların çok fazla olması çocukların becerilerini destekliyor.
Çocuğa farklı yaşantılar sunmak bizim temel amacımız.
Çocuğa dört duvar arasında sürekli olarak bir şeyler dayatarak biz eğitimde başarı elde edebileceğimizi düşünmüyoruz.
Farklı uyaranlar sunarak beceri alanlarını geliştirmeyi amaçlıyoruz.
Doğa ile iç içe olması, hayvanlarla teması önemli.
Çocuklarımız bu durumda kendilerini daha rahat hissedebiliyorlar.
Ne kadar çocuklara uyaran sunarsak, o kadar geri dönüşler alıyoruz” dedi.
41 Saat Kocaeli Haber